Page 82 - Kırklareli İl Millli Eğitim Müdürlüğü
P. 82

Diğer gezegenlerin aksine saat yönünde dönüyordu. Bu da


                                 Güneş’in doğudan değil de batıdan doğduğu anlamına geliyordu.


                                 Dünya’nın da Venüs gibi olduğunu düşünsenize… O zaman Güneş ilk



                                 olarak Gökçeada’da doğardı. Bir an ülkemizi Venüs’e taşıdı Emel.



                                 Venüs’te alıştığımız hayattan daha farklı deneyimler yaşayabilir, çok


                                 güzel günler geçirebilirdik. Ama yaşam olup olmadığını merak ettiği


                                 daha birçok gezegen vardı. Venüs’e bu kadar kafa yormak yeterliydi.



                                 İşte Mars… Emel’in saçları gibi kızıl renkli Mars… Aslında tam da ona


                                 göre bir gezegendi. Oraya çok kolay uyum sağlayabilirdi. Güneş



                                 Sistemi’nin dördüncü gezegeniydi. Ayrıca daha önce pek çok


                                 astronot ve keşif aracı bu gezegene gitmişlerdi. Mars’ın adı,



                                 Romalıların savaş tanrısından gelmişti. Bunun da bir mahsuru yoktu


                                 Emel için. Fakat bu kızıl gezegende hava sıcaklığı, -125 dereceye



                                 kadar düşebilirdi ve bu sıcaklıklarda uzun süre hayatta kalınamazdı.


                                 Bir an orayı Kutuplarla karşılaştırdı. Orası da soğuktu ama en


                                 azından hayatta kalınabilirdi. Belki Mars’ta, Eskimoların yaptığı



                                 iglolardan yapabilirdi ama bu da ne kadar etki edebilirdi ki hayatta


                                 kalma şansına? Emel’in en sevdiği gezegen bu olsa da yaşam şartları



                                 ağırdı ve bu yüzden Mars’ı da elemek zorunda kaldı. Sırada Jüpiter,


                                 Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni, vardı. Daha önce oraya giden



                                 bir keşif aracı veya uzay gemisi olmamıştı. Bunun sebebiyse


                                 yüzeyindeki kuvvetli rüzgarlar ve büyük fırtınalardı. Bu yüzden



                                 Jüpiter’i de doğrudan eledi Emel. Sıra Satürn’deydi.
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87