Page 79 - Kırklareli İl Millli Eğitim Müdürlüğü
P. 79
O sırada çalan ders zili, Ceren’in cümlesini yarıda kesti.
Sınıflarına gittiler. Altıncı sınıfta okuyorlardı. Ders Fen Bilimleriydi
ve öğretmenleri Tuğçe Hanım, işledikleri konu gereği gezegenlerin
özelliklerinden bahsediyordu. Emel, bu konuyu büyük bir dikkatle
dinliyordu.
Sonunda o günkü dersler bitti. Herkes evlerine dağılırken Emel,
Ceren ve Defne’ye seslendi:
-Yemekten sonra Evrentepe’de buluşalım.
Ceren ve Defne, elleriyle onaylama işareti yaptılar ve herkes
evlerine gitti. Akşam yemeğinden sonra Evrentepe’ye ilk olarak
Ceren, elinde Güneş Sistemi ve gezegenlerden bahseden bir
kitapla geldi. Ardından Defne geldi, teleskoplardan bahseden bir
kitapla. Son olarak Emel gelmişti. O da yanına kağıt kalem gibi
malzemeler almıştı. İlk olarak Ceren’in, gezegenlerden bahseden
kitabını inceleyip Dünya’dan yönetebilecekleri gezegen var mı,
diye araştırmaya başladılar. Venüs’ün yapı ve boyut olarak
benzediği için Dünya’nın ikizi olarak bilindiğini öğrendiler. Ayrıca
Dünya’dan görülebildiğini de… Evrentepe’den bütün yıldızları
görebilirlerdi fakat hangisinin gezegen hangisinin yıldız olduğunu
ayırt etmekte güçlük çekiyorlardı. Bu sebeple bir teleskoba
ihtiyaçları vardı ama köylerinde teleskop bulabilecekleri bir yer
yoktu. Emel, Defne’nin getirdiği kitabı alıp karıştırmaya başladı.
Basit bir teleskop yapımında iç içe geçmesi gereken iki boru ve biri
büyük biri küçük iki merceğe ihtiyaçları olduğunu gördü. Borular
neyse de mercekler köyde bulunamazdı.