Page 23 - Kırklareli 81 Çalıkuşu Ekim 2022
P. 23

Uyandıklarında bambaşka bir yerdeydiler. Kolları bağlıydı ve bir yatakta yatıyorlardı. Ve
           sanki uçuyorlardı.
                    -Kurtarın beni, ben bu akıllılara uydum!
                    -Gelmeseydin o zaman!
                    -Sus be Nazife! Nasıl kurtulacağız buradan?
                    -Galiba uzay mekiğindeyiz.
                    -Şimdi bunlar, bizim dilimizi de bilmiyordur.
                    -Sizin dilinizi biliyoruz, diye cevap verdi uzaylının biri.
                    -Sizi neden kaçırdığımızı da merak ediyorsunuzdur, dedi başka bir uzaylı.
                    -Evet, uzaylı kardeşim! Neden kaçırdınız bizi?
                    -Sizi deneylerimizde kullanacağız.
                    -Ayol, ne deneyi! Ayıp oluyor ama!
                    -Biz denek miyiz? Bırakın bizi. Müslüme:
                    -Bırakın bunları uzaylı kardeşler. Bir işe yaramaz bizim kızlar.
                    -Ayıp oluyor ama! Ne demek bir işe yaramayız!
                    -Sus Şerife! Getirtme beni oraya.
                    -Sanki gelebileceksin de! Uzaylı:
                    -Bence hepiniz işe yaramaz gibisiniz. Boşuna kavga etmeyin.
                     Uzun bir sessizlik oldu. Kızlar korkmuştu. Uzaylının biri eline bir çekiç aldı. Reyyan:
                    -Ne yapacaksın onunla? Uzaylı:
                    -Şaka şaka! Sizi korkutmak istedim sadece. Nazife:
                    -Ne kadar da gıcık bir uzaylı! Müslüme:
                    -Sen hayatında kaç tane uzaylı gördün de konuşuyorsun? Sus da kafamıza yemeyelim
           çekici.
                     Uzaylı, elindeki çekiçle Şerife’nin dizine hafifçe vurdu. Şerife:
                    -Ne yapıyor bu? Ne yapıyorsun uzaylı kardeş? Bak, bizim dünyada yemeklerimiz var.
           Bayatlayacaklar. Hem bizim alık Nazife, ocakta unuttu galiba yemeği. Bırakın bizi de gidip
           şu işlerimizi toparlayalım. Sonra devam ederiz bu deneylere, olmaz mı? Uzaylı:
                    -Olmaz, bu teklifinizi kabul edemeyiz.
                     Uzaylı, eline kocaman bir iğne aldı ve kızlar bir anda çığlık atmaya başladılar. Sonra
           uyandılar. Sanki bu olanların hepsi bir rüyaydı. Derin bir ‘’Ohh!’’ çektiler ve kalkıp dün
           gece sofrada bıraktıklarını yemeye başladılar. Kızlar için bu sadece sıradan bir rüyaydı. Hiç
           gerçek olmamış bir rüya… Ama belki de sadece bir rüya değildi. Gerçekti belki de.
                    Kızlar, yemeklerini yerlerken uzaylılar arasında şöyle bir konuşma geçiyordu:
                    -Hay Allah’ım! Ömür vallahi bu insanlar!
                    -Küçücük bir iğneden korkup bağırdılar. Oysaki onlarla yapacağım çok güzel deney-
           lerim vardı.
                    -Ben de sırf korkmasınlar diye ve onlarla daha iyi anlaşabilmek için Türkçe öğren-
           miştim.



                                                                             FULYA ER / 7-A SINIFI
                                                                                                                   PEHLİVANKÖY ATATÜRK ORTAOKULU
                                                                          KIRKLARELİ












                                                                                                               23
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28