Page 54 - Kırklareli İl Millli Eğitim Müdürlüğü
P. 54
Müslüme:
-Bırakın bunları uzaylı kardeşler. Bir işe yaramaz bizim kızlar.
-Ayıp oluyor ama! Ne demek bir işe yaramayız!
-Sus Şerife! Getirtme beni oraya.
-Sanki gelebileceksin de! Uzaylı:
-Bence hepiniz işe yaramaz gibisiniz. Boşuna kavga etmeyin.
Uzun bir sessizlik oldu. Kızlar korkmuştu. Uzaylının biri eline bir çekiç
aldı. Reyyan:
-Ne yapacaksın onunla? Uzaylı:
-Şaka şaka! Sizi korkutmak istedim sadece. Nazife:
-Ne kadar da gıcık bir uzaylı! Müslüme:
-Sen hayatında kaç tane uzaylı gördün de konuşuyorsun? Sus da
kafamıza yemeyelim çekici.
Uzaylı, elindeki çekiçle Şerife’nin dizine hafifçe vurdu. Şerife:
-Ne yapıyor bu? Ne yapıyorsun uzaylı kardeş? Bak, bizim dünyada
yemeklerimiz var. Bayatlayacaklar. Hem bizim Nazife, ocakta unuttu
galiba yemeği. Bırakın bizi de gidip şu işlerimizi toparlayalım. Sonra
devam ederiz bu deneylere, olmaz mı? Uzaylı:
-Olmaz, bu teklifinizi kabul edemeyiz.
Uzaylı, eline kocaman bir iğne aldı ve kızlar bir anda çığlık atmaya
başladılar. Sonra uyandılar. Sanki bu olanların hepsi bir rüyaydı. Derin
bir ‘’Ohh!’’ çektiler ve kalkıp dün gece sofrada bıraktıklarını yemeye
başladılar. Kızlar için bu sadece sıradan bir rüyaydı. Hiç gerçek olmamış
bir rüya… Ama belki de sadece bir rüya değildi. Gerçekti belki de.
Kızlar, yemeklerini yerlerken uzaylılar arasında şöyle bir konuşma
geçiyordu:
-Hay Allah’ım! Ömür vallahi bu insanlar!
-Küçücük bir iğneden korkup bağırdılar. Oysaki onlarla yapacağım çok
güzel deneylerim vardı.
-Ben de sırf korkmasınlar diye ve onlarla daha iyi anlaşabilmek için
Türkçe öğrenmişti.
Fulya Er
Pehlivanköy Atatürk Ortaokulu
8/A Sınıfı
,